8 Haziran 2010 Salı

tek bir şeye bağlıydı aslında güven.
hani o insanlardan bekleyip vermeye korktuğumuz, sakladığımız sarılıp.
ve bu yüzden sadece kendimize güvenmemiz.
çünkü sarılacak o oyuncak kalpten başka bir omuz bulamamamız.
birini tam düşecekken tutmak, bu değil.
birini düşürecek kadar uçuruma yaklaştırmamak, bu da değil.
biriyle uçurumun başında durmak güven.
yanlışların affedilmesini beklemek ya da hiç yanlış yaptırmamak değil.
sadece gittiği her yoldan sonra sonuçlarına katlanırken yardım etmek biraz.
yükü almak değil, hafifletmek.
ama bunlardan fazlası belki,
sadece rahatça konuşabilmek,
yanında özgürce düşünebilmek,
gözyaşların aktığında damlaları yakalayabilmek
ve geri verebilmek solan bir çiçeğe teselli olsun diye.
ya da güvenmek
sadece güvenmek.
belki körü körüne, belki inanarak
ama doğru olduğunu bilerek tutunduğun dalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder