17 Haziran 2011 Cuma

düşündüm de, düşünmek hiç bir işe yaramıyor. yaramadığı gibi meşgul ediyor seni.

ne gerek var öyle düşünceli olmaya, birileri için üzülmeye, nedenleri düşünmeye ne gerek var.

ne gerek var düşünüp karar vermeye, umut etmeye karar vermeye. ki o umut beynimizde pusuya yatmışsa, bir şey olsa da çıksam diye. her seferinde hayali kırılınca insan nasıl umut eder ki, ediyor işte. neden bir türlü ders almıyor ki o, uslanıp yerine oturmuyor. oysaki bilmiyor ki umut gittiğinde olur benim istediklerim, hep öyle olur.
ne gerek var hatırlamaya. hiç gerek yok, geçmişte yaşarım yoksa şimdi olduğu gibi.

kimin ne dediğini bilmeye ne gerek var, bilmek kimi ne zaman mutlu etmiş ki, insanlar birbirini ne zaman mutlu etmişler ki. insanlar düşünmüyorlar biliyorum. insanlar beni düşünmüyorlar, kendilerini düşünüyorlar. insanlar mutlu olmayı pembe gözlükleri falan düşünüyorlar. ben insanları düşünüyorum, dediklerini, gidişlerini, yaptıklarını. onlar mükemmel geçen günlerini düşünüyorlar, ben onların mükemmel geçen günlerini düşünüyorum.

ben o kadar başkalarında yaşıyorum ki kendime döndüğümde nerede kaldığımı unutuyorum. nerede başladığımı, nerede bitirmem gerektiğini unutuyorum. nerede konuşmam gerektiğini, nerede susacağımı unutuyorum. bağırmam gereken yerlerde susup oturuyorum, konuşmak istediğimde geç oluyor. ben sustuğumdaysa insanlar hep konuşuyor. kendi isteklerini, kendilerini, kendi hayallerini, çok zorlarlarsa benim onların hayatlarındaki yerimi 

ne gerek var ki artık, bu insanlar için -onları hatırlayıp- kendimi unutmaya ne gerek var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder