24 Haziran 2011 Cuma

bir şansım daha olsa, onu da harcardım.
bir kez daha ilgisiz kalırdım, bir kez daha çok susar, az gülerdim.
bir kez daha unutmaya çalışır elime yüzüme bulaştırırdım.
ben gereksiz şeyleri hep hatırlarım.
unutulması gerekenler hep aklımdadır, buradan anlıyorum ki -artık unutulman gerekiyor-
iradem çok sürmez mesela benim. insanları hemen affederim, hemen vazgeçerim. dayanmaya çalışır, hemen vazgeçerim.
ama geçen akşam otururken fark ettim ki, böyle yaparak kendimi üzüyorum.
ne düşündüğünü kendimi üzmek için görmek istiyorum. seni senden nefret etmek için kullanmaya çalışıyorum. beni acıtmanı izliyorum, canımın acıması için elime malzeme vermeni bekliyorum. neden yapıyorum ki bunu?
"unutmak için affetmen gerekir" diyordu, kim, nerede diyor bilmem ben. sadece o an kabul edemediysem de böyle bu biraz. ya affetmen ya sevmemen gerekiyor. ben bu sefer affetmek istemiyorum, ama sevmemek için kendimi acıtmak da istemiyorum. sanırım bu yüzden artık en iyisi ne düşündüğünü bilmemeye çalışmam.
şu bahsettiğim irade(sizliği)mi kullanarak hem de. biraz kullanayım, sonra çöpe atıp kendime yenisini yaparım belki. ama artık pes etmek istemiyorum. olduğum kişiden uzaklaşmak istemiyorum bu şekilde, çünkü o gerçekten iyi biriydi.
öyleyse bir kez de kendime şöyle diyeyim "başkası yok, sadece sen varsın" sen mi demiştin bunu en son? dedim ya, neyi kim demiş hiç bilmem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder