10 Ekim 2009 Cumartesi

güçlü bir kol,

kalbimi buz soğukluğundaki ellerine alıyor, sıkıştırıyor, damarlarını patlatırcasına. kanlar akıyor, ancak soğuktan donup kalıyor her biri, daha sonra tekrar kanamak umuduyla, acıtma isteğiyle.

daha sonra kalp atışlarımı hissedemiyorum, kanımla birlikte onlarda donuyor, bembeyaz ve sopsoğuk, tıpkı bir camdan heykel gibi.

sıkmayı bırakıyor el, donmuş duygularımı. rahatlayacağım, buzlar eriyecek birazdan diyor, kanları durdurmak için yollar düşünüyorum, ancak o güçlü el planlarıma ters çıkıyor. buzdan canavar, korkutucu suratına bir katilin sinsi gülüşünü yerleştiriyor, gözlerimin derinliklerinden aklımı bir iple bağlıyor, bağıramıyorum, nefes almak zor geliyor.

daha sonra ellerinde tuttuğu camdan oyuncağı, sıradan bir kukla gibi bırakıyor, yere vurma sesi her bir hücreme iğne gibi batıyor, camdan kalbim, küllerden daha küçük parçalara ayrılıyor. gözümden bir damla yaş akıp küçücük bir parça camı eritiyor, kıpkırmızı yüzünü gösteriyor binlerce parçadan biri ve o haliyle bile kanamaya devam ediyor.

yumuyorum gözlerimi. bitti mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder