30 Ekim 2009 Cuma

o.

anaokulunda tek resim yapardı.
ortaokulda yemekhanede hep tekti.
lisede tek otururdu.
üniversitede okula hep gelmek zorundaydı, çünkü notları alabileceği kimsesi yoktu, sıranın sonunda, tek kalırdı hep.
otobüs binerdi eve gitmek için, yanı hep boştu. tanımadıklarıyla doluydu tabii, ama dikkat çekmezdi bile zaten, gelip üstüne otursalar da farketmezdi.
sessizdi, hep örnek insan oldu. çünkü hiç itiraz etmezdi. hiç fikirleri yokmuş gibi davranırdı. aslında bazı konularda fikri vardı, ama söylese bile sinek vızıltısı gibi, gürültüde farkedilmeyecek bir küçük ayrıntı olurdu sadece. ve hatta yorum yaptı diye arkasından gülerlerdi ona. bazı konularda ise fikri yoktu, hep eksik hissetti, hep her şeyi bilmek, konuşmak istedi bu yüzden.
bildiklerini öğrettiği bir kişi bulamazdı çoğunlukla, bulduğunda ise karşıdaki her şeyi, söyledikleri de dahil, biliyormuş gibi yapıp, onuzayıf yanından vurur nasıl bilmiyorsun, tabii sen ne bilirsin ki derdi.
üzülürdü kız.
kötülere bile acırdı bazen, ama ona acıyan yoktu.
sadece fiziksel bir güzellik belirtisi yok diye, içindeki kimyayı anlayamadı kimse.
bileğinde bir ip vardı, o kopunca özgür olacaktı.
ama o aslında hep özgürdü, onun özgürlüğü yalnız olmasından kaynaklıydı.
kuşlara özenirdi hep, ama ne bir kuş, ne de insan olamadı.

2 yorum: