22 Kasım 2009 Pazar

kimse yeterince bencil olamıyor.

bencil olmak içi tek bir nefese sahip olmak gerekli çünkü. oysa ki biz telaşlı dakikalar içinde, çocukların gülümsemeyi unutan güneşi çizişlerinde, bakışlarımızda ve hatta görüşlerimizde, hep birden fazla kişiyiz. ruhlar karması gibi, kendimiz ve başkaları olarak yaşıyoruz. iki yüzlülük değil bu aslında, çok yüzlülük. o kadar ki; şizofrenik saplantılar bile masum kalıyor acıtan benliklerimiz arasında.


bencil olamıyoruz bu yüzden, aslında bir şeyi kendimiz için istediğimizde, hangi kendimize adadığımızı bilemiyoruz bu somutluğu. kendimiz mutlu oluyor, kendimiz kırılıyoruz sonunda. yararsız bir oyun oynuyoruz hayatla.

bu yüzdendir ki; bencil olan kişiler henüz oyuna başlamamıştır, henüz hayat ya yoktur onlar için, ya da bir makasla kesmiş, yok edip kanatmışlardır ruhunun türevlerini, onların dünyalarını kesip çıkarmıştır ameliyat masasında. ve son nefesini kafesinde vermiştir bilincin. kendin olduğunu bilmenin, ve ölümü paylaşamamanın bilinci; onlar için öyle bir uyuşturucu ki ölüm, ne vazgeçebiliyorlar, ne de paylaşabiliyorlar sevgili sonlarını, asla, kimseyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder